Kimya mühendisliği ve matematik alanlarında çalışan bilim insanları kapalı ortamda yeni tip koronavirüs
Salgının neredeyse başından beri uygulanan 2 metre toplumsal uzaklık kuralının geçerliliğini sorgulayan araştırma, hakemli mecmua Proceedings of the National Academy of Science of the United States of America’da yayınlandı.
“MASKE TAKILDIĞINDA DAHİ 2 METRE KURALININ BİR YARARI YOK”
“Gerçekten fizikî bir temeli yok, zira bir kişinin maske takarken soluduğu hava yükselme eğilimindedir ve odanın öteki bir yerine iner. Bu da uzaktaki bir insandansa ortalama art plana daha fazla maruz kaldığınız manasına gelir.”
“NE KADAR UZUN MÜHLET KALIRSA BULAŞ RİSKİ O KADAR ARTAR”
Kapalı alanda geçirilen mühletin değerine gereğince değinilmediğini vurgulayan Prof. Bazant, ne kadar uzun mühlet enfekte bir şahısla iç ortamda kalınırsa bulaş riskinin o kadar arttığını belirtti.
Havalandırma için cam açmak üzere tekniklerin çok para harcanan yeni filtreleme sistemlerinden daha tesirli olabileceğine dikkat çeken Bazant, kapalı alanlarda bulunabilecek insan sayısı konusunda da yanılgılı yönlendirmeler yapılmış olabileceğini belirtti.
“BAZI YERLER GEREKSİZ KAPATILDI”
Birtakım yerlerin kapatılmasının gereksiz olduğunu anlatan Bazant, kapalı alanlar gereğince büyükse, havalandırma yeterliyse ve geçirilen vakit dikkat edilirse bu alanların inançlı olabileceğini savundu.
2 metre kuralının makul bir desteği olmadığını belirten profesör, tek münasebetin hapşırma ve öksürmeyle oluşan ve yere çöken damlacıklarla ilgili çalışmalar olabileceğini anlattı.
“20 METREDEKİ RİSKTEN BİR FARKI YOK”
Bazant, toplumsal aralık kuralının sanılan kadar faydası olmadığı üzere yalancı bir itimat hissi yarattığına dikkat çekerek “Eğer kapalı alandaysanız 2 metre aralıkta 20 metrede olduğu kadar güvendesiniz” dedi.
Patojen yüklü damlacıklar beşerler konuştuğunda, nefes verdiğinde ya da yemek yerken kapalı alanlarda havayla birlikte hareket ediyor. Pandeminin birinci vakitlerinin tersine hava yoluyla hastalığın yayılmasında tesirli olduğu biliniyor.
Kişinin ılık nefesinden çıkan damlacıklar, beden ısısı ve bölgedeki hava akımları ile karışarak, bir kişi ne kadar uzakta olursa olsun, tüm oda boyunca yükselip dolaşıyor. Araştırmaya nazaran beşerler bu ‘arka plan’ havasına uzaktaki damlacıklardan daha fazla maruz kalıyor.
